Moda değilmiş tanganın meğer ortaya çıkma amacı çok başkaymış
Son yıllarda yeniden gündemde olan tanga, düşük bel pantolonların üzerinden görünür hâle geliyor, yazlık kıyafetlerin altından dikkat çekiyor ve plajlarda sıkça tercih ediliyor. 2000’li yılların moda trendlerinin dönüşüyle birlikte tanga da tekrar sahneye çıktı. Ancak çoğu kimse, tanganın yalnızca ikonik bir moda ürünü değil, aynı zamanda bir özgürleşme manifestosu olduğunu bilmiyor.
ÇIPLAKLIKLARLA DOLU
1974 yazında Los Angeles’ın ünlü Venice Beach plajı tarihe geçti. Hippi kültürünün etkisiyle sahil bir süre boyunca çıplaklarla doluydu. Dönemin bir cankurtaranı, LA Times gazetesine verdiği röportajda “İnsanlar tamamen çıplaktı” sözleriyle o günleri anlattı.
Fakat bu özgürlük kısa sürdü. Önce basının ilgisi, ardından polisin baskısı sahile yöneldi ve aynı yaz Los Angeles yönetimi plajlarda çıplaklığı yasakladı. İşte tam bu noktada Rudi Gernreich, yasaklara karşı kendi yöntemini buldu: Bedeni sansürlemek yerine özgürleştirmek için çok küçük ölçekte bir plaj kıyafeti tasarladı.
Gernreich’in amacı bedeni teşhir etmek değil, toplumsal baskılardan kurtarmaktı. Ona atfedilen sözlerden biri bunu net bir şekilde ortaya koyuyordu:
“Bedenin özgürleşmesi, toplumun cinselliğe dair takıntılarından kurtulmasını sağlayacak.”
VİYANA’DAN AMERİKA’YA
Rudi Gernreich, 8 Ağustos 1922’de Viyana’da Yahudi bir ailenin çocuğu olarak dünyaya geldi. 1938’de Nazi zulmünden kaçarak annesiyle birlikte Los Angeles’a yerleşti. Babası kısa süre önce intihar etmişti, annesi ise ev yapımı yiyecekler satarak geçim sağlıyordu. Genç Rudi bir hastanede otopsi hazırlık işlerinde çalıştı.
Rudi Gernreich yaşadığı dönemi şöyle anlattı:
“Tasarımlarımın anatomiye dayandığını söylediklerinde gülüyorum. Çünkü gerçekten anatomiyle ilgilendim.”
Rudi Gernreich, sanat eğitimi aldı, dansçı ve kostüm tasarımcısı olarak çalıştı. İnsan bedenine olan ilgisi ve farklı formlara duyduğu saygı, modaya bakışını da şekillendirdi.
SINIRLARI ZORLADI
O yıllarda ABD’de eşcinsellik hala suç sayılırken, Gernreich kimliğini gizlemeyen az sayıda kişiden biriydi. Mattachine Society adlı, ülkenin ilk eşcinsel hakları örgütlerinden birinin kurucuları arasındaydı.
Onun modaya bakışı da sıradışıydı. Gelecekte giyimin kadın-erkek ayrımından kurtulacağını düşünüyordu. 1970’te Osaka Expo’da sergilediği koleksiyon tamamen unisex tasarımlardan oluşuyordu.
BEDEN ÖZGÜRLÜĞÜNÜ TARTIŞMALARINA YOL AÇTI
1950’lerde kadınlar hala korseler ve dar kalıplara hapsedilirken, Gernreich bu anlayışa meydan okudu. 1964’te tanıttığı monokini, göğüs bölgesini büyük ölçüde açık bırakıyor ve büyük tartışmalara yol açıyordu. Mesajı ise netti:
“Kadınlara ne giyeceklerini söylemeyi sevmiyorum.”
Bugün sosyal medyada hala kadın bedenine dair kısıtlamalar tartışılırken, Rudi Gernreich’in tasarımları pek çok kişi tarafından “zamanının ilerisinde” kabul ediliyor.
Bu habere emoji ile tepki ver
Haber Kaynak : SOZCU.COM.TR
“Yayınlanan tüm haber ve diğer içerikler ile ilgili olarak yasal bildirimlerinizi bize iletişim sayfası üzerinden iletiniz. En kısa süre içerisinde bildirimlerinize geri dönüş sağlanılacaktır.”
